Merhaba, ben Esra Üçcan.
Çocukluğumdan beri yazmaya özel bir merakım vardır. Edebiyatçı olmak gibi bir iddiam yoktu. Kendimi kâğıtlara anlatırdım. Tiyatro yönetmeni, müzikal bestecisi, sinema oyuncusu, senaryo yazarı gibi meslekler ilgimi çekiyordu. Ben de mimarlık okuyarak sanatsal yanımı beslemek, iyi bir temele oturtmak istedim. İyi de bir mimar oldum. İşimi yapmaktan hiç uzaklaşmadım. Lâkin mütteahit zihniyeti, ekonomik beklentiler, müşteri imkânlarına sıkışmış bu mesleği icra edebileceğim platformlar bana dar geliyor. Mesela yazarak kimsenin bilmediği yepyeni mekânlar yaratabilmenin zevkine varıyorum. Yazarak, gözlemlediğim konular üzerine okuyanı düşündürebiliyorum. Şarkılar, kısa hikâyeler, günlük ve en sonunda da bir roman yazdım.
“Bir Deli Gece Yolculuğu” kitabımda. Leylâ ile Mecnun’un aşk hikâyesini yepyeni bir bakış açısıyla yorumladım. Tasavvuf ve divan edebiyatının en bilinen aşk eserinde divan ve mecazımürsel sanatını güncel bir tarzda sundum. Şimdi ise bu blogda hayatımdan kesitler anlatıyorum.
Özgeçmişimi hızlıca anlatmak gerekirse şu şekilde;
Müzik eğitimime 9 yaşında Ankara Hacettepe Konservatuarında piyanoyla başladıktan sonra Fransa’da Strasbourg Müzik Konservatuarında devam ettim. Babamın diplomat olmasından dolayı yurtdışında doğdum ve eğitim hayatımın büyük bir kısmını Fransa’da tamamladım. En son Strasbourg Ulusal Yüksek Mimarlık Okulu’nda okudum ve mimar olarak mezun oldum. Mezuniyetimden sonra Fransa'da ve Türkiye’de mimarlık yaptım. Kalan zamanlarımda müzik çalışmalarıma devam ettim. Bütün hayatım boyunca besteci, söz yazarı olarak yaratıcı dürtülerime yön verdim. Doğu ve Batı kültürlerinden esinlenen melodiler kullandığımı fark eden Avrupalı müzisyenler bu özelliğimi ön plana çıkarmam gerektiğini vurguladılar. Ben de özgünlüğümü, bestelediğim şarkılarda veya klasik enstrümantal eserlerde ortaya koymaya çalıştım.
Her konuya farklı bakış açıları getirebildiğim için, sıradışı sanat eserleri yaratmam dışında yakın çevreme iyi bir danışan olduğum söylenir. Ana akıma veya alternatif akıma nazaran değişik bir müzik anlayışım var. Bu nedenden kendime yapımcı bulamadım. Müziklerimi bağımsız olarak üretip yayınlamak mecburiyetinde kaldım. Bana destek veren, daha fazla üretmem için motive eden çok iyi müzisyenlerle tanıştım. Sanatçı ruhu zarif olur. İş adamları bu inceliği anlamakla uğraşmazlar. Bu yüzden gerçekten yetenekli ve yozlaşmamış sanatçılar birbirlerinin ruhuna sahip çıkar. Şanslıyım ki ben böyle dostlar buldum.
İlk olarak Türkçe şarkıların Fransızca uyarlamalarını dijital platformlardan yayınlayarak niş bir dinleyici kitlesine ulaştım. Bu şarkılardan sonra Nâzım Hikmet’in ‘Yüzyıl’ şiirinin Fransızcasına bestelediğim ‘Hasret’ isimli şarkımla medyanın da ilgisini çekebildim. Ürettiklerime bakacak olursak çok az şarkı ve müzik yayınlayabilmişim. Sarkastik şarkılarım var. Bunlardan biri 'Hanım Kız'. Günü geldiğinde, beni gerçekten tanıdığınızda onları da teker teker yayınlayacağım. Beraber eğleneceğiz.
Yeni hikâyeler yayınladıkça sizleri okumaya bekliyorum. Eğer sayfama kaydolursanız güncellemelerden, gönderilerden hemen haberiniz olur. Bazı yazıları sadece abonelerim okuyabilecek çünkü yüksek dozda dedikodu olacak.
Blog Danışmanı
Telif Hakkı © 2023 Esra Üçcan - Tüm Hakları Saklıdır.
GoDaddy Destekli
Web sitesi trafiğini analiz etmek ve web sitesi deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz. Çerez kullanımımızı kabul ettiğinizde, verileriniz tüm diğer kullanıcı verileriyle birlikte derlenir.